Dünya Kadınlar Gününü buruk kutluyoruz

TAKİP ET

Çadır kentlerin zorlu hayatı, depremzede kadınları daha çok etkiliyor. Çocukları için daha güçlü olmak zorunda kalan kadınlar, tuvalet, banyo ve temiz çamaşır gibi temel hijyen ihtiyaçlarını güçlükle karşılayabiliyor.

Depremlerden kurtulanlar çadır kentlerde Yaşam Mücadelesi vererek, yeni hayatlarına tutunmaya çalışıyor. Kadın depremzedeler çadır kentlerdeki zor yaşama ayak uydurmak için çabalıyor.

Depremzede kadınlar, tuvalet, banyo gibi temel hijyen ihtiyaçlarını güçlükle karşılayabiliyor. Temizlik malzemelerine ulaşmaktaki güçlükler nedeniyle kadın ve çocuklar bit tehlikesi ile karşı arşıya kalmış durumda. Depremzede kadınlar, hijyen ve gıda gibi sorunların yanı sıra, depremden etkilenen çocuklarının rehabilitasyonu süreçleriyle de yakından ilgilenmek zorunda kalıyor.

"Kadınlar çocukları için sıcak bir çorba istiyor"

 Adıyaman Kültürel ve Ekonomik Kalkınma Derneği (AKEK) Başkanı Dilvin Şirvan Toprak: Adıyaman tamamen yıkıldı. Yerle bir oldu. 50 yaşında bir kadınım ben. Deprem olur olmaz ticaret odasının önüne geldim, çorba dağıtmaya başladım. Sizin bizi aramanız bile bize öyle büyük bir destek ki… İlk günden beri sahadayız.

Çok canımızı kaybettik, ama giden gitti, kalan sağlara bakmamız gerek. Adıyaman Ticaret Odası başkanımız da depremde hayatını kaybetti. Erkeklerin gündemi başka ama kadınlar çocukları için güvenli yatacak bir yer, çadır ve sıcak bir çorba peşinde. Burada acilen iş ortamı yaratılması gerekiyor ki gidenler geri dönsün. Biz kadınlar, gücün simgesiyiz.

Çok yakınlarımızı kaybettik ama yerimizi yurdumuzu terk etmiyoruz. En büyük sıkıntımız koordinasyonsuzluk, plansızlık. Biz bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama engel olmaya çalışanlar oluyor. Burada umudu biz kadınların çabası yeniden yeşertecek. Her şeye rağmen hayat devam ediyor. Ve hepimiz biriz artık. Umut biterse her şey biter.

"Bunun altından kalkarız ama destek gerek"

 Hatay Kadın Girişimciler Derneği (KAGİD) Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem Kıral: Çok perişanız. İlk iki gün çaresizlik bizi bitirdi. İnsanların enkazda olduğunu görmek, elimiz kolumuz bağlı öyle beklemek bizi bitirdi. Şimdilerde hijyenle ilgili çok büyük sıkıntı var. İç çamaşırı büyü ihtiyaç. Havalar ısınmaya başladıkça salgın hastalıklar başlayacak, zaten inanılmaz sağlıksız bir hava var. Motivasyon çok düşmüş durumda.

Antakya kadını bunun altından kalkar ama destek vermek gerek. Nane ve kekiğimiz var, çok verimli, onlar işlenebilir. Dut ağaçlarımız, ipekböceklerimiz duruyor, teçhizat desteği ile üretim canlandırılabilir. En az 1-2 yıl sürecek toparlanmak ama başlamak bitirmenin yarısıdır.

Antakya’ya dışarıdan kimseye destek verilmemeli, bu bölgenin yapısı bozulmamalı, çok özel bir insan bileşeni vardır Antakya’nın. Bu değişmemeli. Kayıplarımız çok, sayfalar yetmez ama bu bölge üretimin güçlü olduğu, Prada’ya fason ayakkabı üreten, Ortadoğu’ya tahta işlemeciliği üreten bir bölge… Yeniden ayağa kalkacağız.

"Çok buruk bir 8 Mart"

 

Fırat Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (FIRATSİFED) ve Elazığ İş Kadınları Derneği (ELİKAD) Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık: Bu yıla girerken Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı dolayısıyla kadınların yaşadıkları sorunların, bölgeler arası eşitsizliğin, toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve bu konularda bir asırda geldiğimiz noktanın her yönüyle masaya yatırılacağı bir 8 Mart yaşayacağımızı düşünüyordum.

Ancak ülkemizi sarsan deprem felaketinin ardından bu 8 Mart’ta aklımız, fikrimiz, kalbimiz deprem bölgesindeki kadınlarla birlikte. Dolayısıyla çok buruk bir 8 Mart geçiriyoruz. Bildiğiniz üzere ben Elazığlıyım. 2020 yılında yaşadığımız Elazığ depreminin yaralarını daha tam saramamışken bu büyük deprem felaketini yaşadık. Depremde Elazığ’da değildim ama hemen bölgeye gittim.

Öncelikli olarak arama kurtarma sonra barınma, gıda ve ısınma konusunda gerek Seza Çimento gerek yönetim kurulu üyesi olduğum TÜRKONFED, Türk Çimento ve Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası gerekse de başkanlığını üstlendiğim FIRATSİFED ve ELİKAD aracılığıyla elimizden gelen tüm desteği verdik, vermeye de devam edeceğiz. Kadınlar maalesef deprem ve diğer afetlerden hem sosyal hem de ekonomik yönden en çok etkilenenlerin başında geliyor. Şu anda ülkemiz genelindeki dayanışma ruhu ve dünyanın dört bir yanından gelen destekler ile yaraları hep birlikte saracağımıza dair umudumuz sonsuz.

Her şeyden önce kadınların ve ailelerin temel ihtiyaçlarını karşılamalıyız. Beslenme, barınma, hijyen hala büyük bir sorun. Bunun akabinde de kadınların işlerine, hayatlarına geri dönmeleri için hep birlikte çabalamalıyız. Kadınlar kararlılıkları, cesaretleri, güçlü duruşları ile öncelikle ailelerini, sonra işlerini, şehirlerini, bölgeyi ve ülkeyi ayağa kaldırabilir.

Ancak bunun için gerek ekonomik gerek psikolojik olarak toparlanmaları ve çok yönlü olarak güçlendirilmeleri için her türlü desteğin verilmesi gerekiyor. Başta bu zor koşullarda bile büyük bir dirayetle ayakta duran deprem bölgesindeki kadınlar olmak üzere tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.