Alaattin Çakıcı suskunluğunu bozdu

TAKİP ET

Ünlü kabadayı Alaattin Çakıcı bir süredir devam eden sessizliğiniz bozdu. Çakıcı, danışmanı Gazeteci Ferhat Aydoğan aracılığı ile kamuoyuna çok önemli açıklamalarda bulundu

Ünlü kabadayı Alaattin Çakıcı'nın açıklaması şöyle:
"Kamuoyuna saygılarımla arz ederim,
 8 Şubat tarihinden itibaren ülke gündemi ile ilgili ne bir yorum yaptım ne de bir yazı yazdım. Tahliye olduğumdan bugüne kadar muhalefet; devletimize her türlü zarar vermek isteyen üst akıl ve yerli işbirlikçileri özel bir af ile bırakıldığımı medyada, oturumlarda ve sosyal medyada gündeme getirerek; Sayın Devlet Bahçeli’yi sürekli yıpratmak istemektedirler. Ömer Seyfettin’in bir eserine değinmek istiyorum; Demirci Ali’nin kolunun diyetini ödeyen kasap, sürekli olarak, “Ben olmasam kolun kesilecekti” diye başına kaıyormuş. Sonunda onuru sürekli zedelenen Demirci Ali satırla kolunu keserek, “Buyur kesik kolum” demiş ve diyetini ödemiş. Bende, cezamın infazını tamamlayarak diyetimi ödedim. Ömrümün 27 yılını hapishanede geçirdim, af çıkmasa bile 8 ay sonra tahliye olacaktım. Benim varlığımdan dolayı rahatsız olan muhalefet ve dış güçler, rahatsız edip benim üzerimden Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi ve Sayın devlet başkanımızı sürekli yıpratmaktadırlar. Af yasasından önce devam eden mahkemelerim var. Özgürlüğü onursuz yaşayacaksam eğer her gün gündeme getirenlere şunu söylüyorum, devam eden mahkemelerimi hızlandırın. Ömrümde cezaevlerinde hep şerefimle yattım. Asla ömrümde kimseye boyun eğmedim. Tabi ki haklı olduğum konularda. Devlet düşmanları devletin ve cumhur ittifakının düşmanları sizlere sesleniyorum. Sizlerin de yargıda insanları var. Mahkemelerimi hızlandırın. Tekrar hapishaneye düşmek benim içim şereftir. O mafya dediğiniz adamı araştırın. Ömrümde kaçaklığının hiçbir türüne elime sürmedim. Devlete ait her hangi bir hazine arazisinin bir çöpünü almadım. Bir garibe yaşadığım sürece hiçbir zararım dokunmadı. Daha evvelde beyan ettiğim gibi bir müddet demir ticareti yaptım. Otel kumarhaneleri işlettim. Geçmişte devleti soyan hırsızları soyup onu da herkesle paylaştım.
 
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu denen, 1,55 boyunda olan, işi gücü cumhur ittifakına saldıran, dış güçlerin piyonu olan zat; sürekli olarak beni kast ederek, “beş paralık mafya ile işbirliği yaptılar” cümlesini kullanarak kitlelerin önünde onurumu rencide etti. Sonunda kendisine cevap verdim. Bunun üzerne Türkiye’de ve Avrupa’da ki basını ayağa kaldırdılar.  HDP ile iş birliği yapan, konuşurken sürekli hata yapan bu gafil muhbir, kendi onurunu düşündüğü kadar, bir bireyin geçmişi kriminal suçluda olsa O’nun onuru ile oynama hakkını seçilmiş milletvekili oluşundan mı alıyor? Anayasada herkese hakaret edebilirsin diye bir madde yok. Deva partisinin lideri Ali Babacan’da aynı hatayı yaptı. Muhalefete sesleniyorum, yahu Türkiye Cumhuriyeti sizin babanızın çiftliği mi? Sürekli Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın hakkında yıllarca yazıp çizdiniz. Biz hapishanede bir şey göremiyorduk. 1 yıldır dışarıdayım Türkiye Cumhuriyeti bir tüneller ülkesi olmuş. Türkiye‘nin her yeri otoban ağları ile çevrilmiş, Türkiye sınıf atlamış, savunma sanayi %50 artmış, ulu önder rahmetli Atatürk’ün ölümünden sonra bir kazma sapı ileriye gidemeyen hükümetler, AK Parti döneminde bu ülkeyi şampiyonlar ligine taşımış, evet milli gelirin 18.000 dolar kişi başı olması için Cumhur ittifakının ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bir dönem daha iktidarda kalması bu ülkenin bekası açısından, sosyal demokrasinin, sosyal devlete gelecek zaman diliminde 2028 yılına kadar kesinlikle gerçekleşeceğine inanıyorum. Evet, AK Parti’nin içerisinde bazı hatalı insanlar olabilir, gelecek seçim süresine kadar her halde AK Parti Genel Başkanı ve kurmayları beklemektedirler. Etrafı çevrilmiş olan Türkiye’nin, bel kemiği sayın Devlet Bahçeli’de bazı şeyleri seyretmektedir. O da 2023 seçimlerini bekliyor.  Hiçbir parti ile ilgili özel bilgi alışverişimden kaynaklanan bir bilgi değildir. Çünkü ben ülkücüyüm. Toprağın altında da üstünde de. Sabıkalı olduğumdan benden muhtar dahi olmaz. Ama devletin bir bireyi olarak herkes kadar ülkemizde ve dünyada ki olayları yorumlama hakkına sahibim.  Hep demişim imanımın kıblesi Kâbe’dir, mensup olduğum milletimizin yönü devletin bekası ve devamlılığıdır. Son günlerde Türkiye’nin geçmişine yönelik bazı oluşumlar deşifre edilmektedir. Bunların hepsi devlet arşivinde mevcuttur. Bugün gündeme getirmek FETÖ’ye, HDP’ye, CHP’ye Davutoğlu ve Babacan’a ve bazı İYİ Partili’lerin eline geçmişten kaynaklanan bazı oluşumlarla ilgili silah vermektedir. Devletimiz zamanı geldiği zaman her türlü yasadışı pisliğe bulaşmış olan olanları layık olduğu yere kapatıp, devlet kurumları içerisinde bu tip insanlarla iş birliği yapanlardan dolayı bağırsaklarını temizleyecektir. Aziz Türk milleti bundan emin olsun. Cumhuriyet tarihi, terörle mücadele etmiş en iyi İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu ile ilgili bir şeyler söylenmektedir. Sayın Soylu’yu Türkiye tanıyor. Terörle ile ilgili bedenini 5000 derecede ki ateşin içine atmıştır. İnsan bir şeylerin ortaya dökülmesini istiyorsa lütfen sapla sapanı bir birinden ayırmasını bilmeli. Yurt içi ve yurtdışında Türküm, Türkmen’im devlet benim için her şeydir diyenlere şunu hatırlatmak isterim, birileri yanlışın içindeyse Türkiye‘nin bekası söz konusu olduğu bu dönemde görevini ifa edenlere söz söylememesi gerekir. Kişilerin bir birileri ile özel ilişkileri bile olsa mahremde kalmalı. Kamuoyuna saygılarımla arz ederken muhalefete devlet düşmanlarına şunu hatırlatmak isterim.  Temcit pilavı gibi sürekli Sayın Bahçeli’yi, sayın Devlet başkanını, “Mafyayı özel afla çıkardı” diye ibare kullanmayın. Af çıkmasa bile 8 ay sonra tahliye olacaktım. Ama size yolu gösteriyorum. Aftan evvel devam eden mahkemelerim var. Hızlandırın. Onursuz dışarıda özgür kalacaksam, adam gibi hapishaneye dönmeyi tercih ederim. Aziz Türk milletine, sayın devlet Başkanımıza, benden dolayı sürekli suçlanan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı değerli ağabeyim Devlet Bahçeli’ye saygılarımla arz ederim."