Tanzimat dönemi şairlerimizden Muallim Naci'nin, “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” özdeyişini duymayan yoktur. Bu özdeyişi günümüz Türkçesi’ne, "İnsan hafızasının eksikliği unutkanlığıdır" veya "Unutkanlık insanlık halidir" diye çevirebiliriz.
Unutmanın Allah’ın insanlara bağışladığı büyük bir nimet olduğuna inananlardanım. Öyle ya, her şeyi ilk günkü sıcaklığı ile hatırlasaydık yaşadığımız acılar yüzünden hayatımız çekilmez olurdu. İnsana özgü olan unutkanlık, toplum hafızası için de geçerlidir elbette. İnsan nasıl unutuyorsa, bireylerin birleşmesinden oluşan toplum da öyle unutuyor yaşadıklarını.
Elbette sadece kötüler değil iyiler de unutuluyor…
Bugün konumuz Bursa trafiği.
Malum okullar açıldı. Hal böyle olunca da, trafik bazı saatlerde sıkışmaya başladı. Eh yerel seçimler de yakın olunca muhalefete malzeme lazım. Belediyeleri eleştirmenin en kolay yolu da trafiktir zira.
Peki, Bursa’da trafik sorunu var mı?
O zaman gelin bunu analiz edelim…
Trafik denilince akla büyükşehir belediyeleri gelir.
Zira kent içindeki ana yolların açılması, kavşak düzenlemeleri hep Büyükşehir’in görevidir.
Beklenti de bu yüzden Büyükşehir Belediyeleri’nden olur.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, yerel seçimler öncesinde, “2 yılda trafiği Bursa gündeminden çıkaran Bursa” diye bir slogan geliştirmişti.
Çıktı mı peki?
Başa yazayım, bu soruya, “çıktı” veya “çıkmadı” diye tek kelime ile cevap verilemez.
O zaman önce geçmişi hatırlayalım.
Bursa’nın 2018 yılı sonunda nüfusu 2 milyon 995 bindi, bugün 3 milyon 235 bin oldu.
Yani 5 yılda Bursa’ya komşumuz Bilecik kadar nüfus eklenmiş.
Alinur Aktaş 2 Kasım 2017’de göreve geldi. O tarihte Bursa’nın nüfusu 2 milyon 365 bindi.
O gün bugündür Bursa nüfusuna 930 bin kişi eklenmiş.
Bitmedi.
Aktaş göreve geldiğinde Bursa’da 800 bin araç varken bugün sayı 1 milyon 100 bine yaklaştı.
Bu artışın gerekçesi de pandemi oldu. Çünkü insanlar pandemi döneminde ne yapıp edip bir araç edinmenin yolunu aradı ve buldu da.
Bu tespitleri yaptıktan sonra geçmişi hatırlamaya devam edelim.
Alinur Aktaş; 900 bin daha az insan yaşayan, 300 bin daha az araç olan Bursa’da göreve geldiğinde kentin trafiği felçti. Bırakın yoğun saatleri, neredeyse günün her saatinde trafik durma noktasındaydı. Saat 18.00 civarında, Kent Meydanı’ndan yola çıktığımda Nilüfer Üçevler’deki evime 1 saatten önce geldiğimi hatırlamıyorum. Bu yüzden de, yoğunluk azalsın diye saat 20.00’ye kadar çalışmaya devam ettiğim çok olurdu. Veya çevre yolu üzerinde dolaşırdım.
Alinur Aktaş göreve gelir gelmez Bursa trafiğini çözmeye neredeyse ant içti. Önce akıllı kavşak uygulamalarını başlattı, kilitlenen kavşaklara ilave yatırımlar yapmaya başladı, ilave yollar açtı.
Hah işte bu yüzden de mesela okulların açıldığı ilk gün bile Bursa trafiği öyle saç baş yoldurmadı.
Sıkıntı olmuyor mu?
Oluyor elbette.
Kimi zaman maddi hasarlı kaza hatta kazalar, kimi zaman araç arızaları, kimi zaman da yol yapım veya tamirat çalışmaları nedeniyle tıkanmalar oluyor elbette. Kimse kusura bakması ama bunları önlemek imkânsızdır.
Şunu da ekleyelim, sadece sinyalizayon düzenlemeleri, akıllı şehircilik uygulamaları, yeni yollar açmak, yeni kavşaklar yapmak, mevcut yolları genişletmek ve asfalt kalitesini artırmaktan ibaret değil Aktaş’ın yönettiği Büyükşehir’in kent içi ulaşım yatırımları. Bunlara ilave olarak, toplu ulaşım konusunda da çok önemli yatırımlar yapıldı. Mesela, Bursaray’ın durağa gelme süresi yoğun saatlerde 2 dakikaya indirildi. Altepe döneminden kalma bence hatalı bir yatırım olan fakat vagonlarına kadar satın alındığı için devam etmek zorunda olan T2 hattı tamamlandı, otobüs filosu sürekli gençleştirilip yenileniyor, engelli rampalarına kadar yüksek standartlı otobüsler alınıyor. Unutulmasın İstanbul’da İEET otobüsleri, metro ve tramvaylar ise sürekli arıza yapıp yolarda kalıyor, hatta yanıyor.
Araştırmacı yazar rahmetli Kadir Mısırlıoğlu’nun, “Bazıları kendilerini cahiller arasında âlim, âlimler arasında ise cahil hissederler. Aslında herkes bildiğinin âlimi, bilmediğinin cahilidir.” Diye bir sözü var.
Bu sözden hareketle Bursa trafiğini sadece Bursa ile kıyaslamak da büyük hata olur.
İşim gereği İstanbul, Ankara, İzmir ve Konya’ya çok sık seyahat ediyorum.
Trafik sorununun ne olduğunu görmek isteyenleri İstanbul, Ankara ve İzmir’e gidip ondan sonra bir daha düşünmelerini önereceğim. Bu arada düzen konusunda da Konya’ya eskiden beri imrenirim ama son yıllarda yapılan ve devam eden yatırımlar ile bu kadar kontrolsüz büyüdüğü halde Bursa Konya’ya yaklaştı.
Bunu bilgiyi de eklemiş olayım.
Son olarak Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı’nın gerek raylı ulaşıma, gerek Ankara ve Çalı yoluna yaptığı yatırımları da anmadan geçmeyelim. Bu da Aktaş’ın Bakanlıklar ile ne kadar uyumlu çalıştığını göstergesi. Nitekim bu uyum Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yürütülen Hanlar Bölgesi, Çekirge Teras gibi Bursa’da çığır açan projelerde de açıkça görülüyor. Yine Aktaş’ın Bursa’da Kentsel dönüşüm konusunda yaptıkları da, kentimizin geleceği için çok değerli. Öyle ki, Yıldırım Belediyesi’nin de katkısı ile Bursa’nın kuzeyinde Setbaşı’dan Kestel’e uzanan ilave yeni bir yol da kazandırıldı, diğer taraftan da Kuzey Güney aksında da yeni yollar açılıyor.
***
Yazıya Muallim Naci’nin, “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” özdeyişi ile başlamış, Kadir Mısırlıoğlu’nun, “Bazıları kendilerini cahiller arasında âlim, âlimler arasında ise cahil hissederler. Aslında herkes bildiğinin âlimi, bilmediğinin cahilidir.” Sözü ile devam ettik.
Sophokles’in, "Kötü hüküm vermeye alışkın insanlar genellikle iyinin farkında olamazlar. O iyi ki onlar kaybedinceye kadar avuçlarının içindeydi." sözü ile noktalayalım ve elimizdeki iyiyi kaybetmemeyi umalım.