Dünyanın dört bir yanında yangınlar, seller, kuraklık gibi iklim felaketleri yaşanıyor. Doğa yarattığımız tahribata yalnızca uyum sağlamaya çalışıyor. Adı iklim felaketi olabilir ancak sorumluluktan kaçmayalım. Tüm bunların sorumlusu biziz, sorumlusu insan.
Türkiye’de de uzun süredir iklim krizinin etkisi altındayız. Ancak bu yıl gördüğümüz felaketler zinciri bunun biraz daha farkında olmamızı sağladı. Maddi manevi kaybımız çok büyük, doğanın da…
Tüm bunların yarasını sarılmaya çalışırken iklim krizine karşı yerel yönetimler ve kentlilerle birlikte çalışma yapan 350.org Türkiye tarafından hazırlanan rapor, içinde bulunduğumuz duruma yönelik somut adım atmayı taahhüt eden 24 yerel yönetimi mercek altına aldı.
350.org Türkiye, Yerel İzleme Araştırma ve Uygulamalar Derneği ve UN SDSN Türkiye’nin çağrısıyla Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşen “İklim İçin Biz Varız” deklarasyonuna bir buçuk yıl önce 6’sı büyükşehir 24 yerel yönetim imzacı oldu. Bunlardan biri de Bursa Büyükşehir Belediyesi. Zaten Bursa’da başka imzacı belediye de bulunmuyor.
***
Bursa Büyükşehir Belediyesi de iklim krizi için mücadele noktasında önemli adımlar atıyor.
İklim İçin Biz Varız Deklarasyonu’na imza atan yerel yönetimler arasında Bursa Büyükşehir Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Kadıköy Belediyesi ile birlikte iklim eylem planını tamamlayan 3 yerel yönetim arasında bulunuyor.
Bursa Büyükşehir Belediyesi 2015 yılında Bursa Sera Gazı Envanteri ve İklim Değişikliği Eylem Planı’nı hazırladı. 2016 yılında Başkanlar Sözleşmesi’nin imzalanmasının ardından bu planı revize etti.
Azaltım ve uyum hedef eylemlerini bulunduran Bursa Sürdürülebilir Enerji ve İklim Uyum Eylem Planı (BUSECAP) 2017 yılında uygulamaya kondu. Kurumsal sera gazı envanteri ve şehrin sera gazı envanterinin güncellenmesi ve karbon ayakizinin yeniden hesaplanması çalışmaları ise devam ediyor.
Raporda ortaya çıkan sonuç Bursa ve İzmir Büyükşehir Belediyelerinin projelerini diğer belediyelere oranla daha çok uygulamaya geçirdiğini gösteriyor.
Bursa’da 2019’un Aralık ayından itibaren sera gazı salınımını düşürmeye yönelik çalışmaları kabaca özetleyelim:
Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ait yeni hizmet binası, “Yeşil Bina” statüsüne getirildi. Yeni bina 30 Mart 2021 tarihinde 550’den fazla ülkede geçerli olan “Yeşil Bina Sertifikası” olan “BREEAM In-Use Sertifikası” alarak ülkemizdeki bu sertifikaya sahip 4 kamu binasından biri konumu arasında bulunuyor.
BURSARAY istasyonlarının çatısına istasyonların harcadığı elektriğin %47’sinin güneş enerjisinden elde edilmesin öngörüldüğü güneş panelleri kuruluyor. Geçtiğimiz yılın sonunda başlayan projenin mart ayında tamamlanması bekleniyor.
Yine Büyükşehir Belediyesi yeni hizmet binasının, Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nin, Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi’nin çatısına toplamda 4.4 megavat, belediyeye ait Muradiye Su Fabrikası’nın çatısına 1.8 megavatlık güneş panellerinin yerleştirilmesi planlar arasında.
“İklim Sokağı” projesinin hazırlıkları sürüyor. Türkiye’de ilk kez Bursa’da uygulanacak proje kapsamında, mekan ve uygulama seçimlerine karar verildi. Kükürtlü Caddesi’nin, Dünya Göz Hastanesi ile Kükürtlü Camii arasında kalan 900 metrelik bölümünde gerçekleştirilecek proje kapsamında karbon salımı ölçümleme, güneş enerjisi kullanımı, akıllı sayaçlar, LED aydınlatma sistemleri, çöp toplama/ ger dönüşüm, sürdürülebilir mobilite ve mekansal planlama gibi uygulamaların hayata geçirilmesi planlanıyor.
Bursa Büyükşehir Belediyesi Sürdürülebilir Enerji ve İklim Değişikliği Uyum Planı’nı (BUSECAP) 2017 yılında yürürlüğe koyan Bursa Büyükşehir Belediyesi, bölgesel kalkınma ajansının desteğini alarak 20 farklı kurumdan 40 kişinin 5 günlük eğitime tabi tutulduğu iklim değişikliği eğitim programı gerçekleştirdi. Büyükşehir Belediyesi tasarrufu altında bulunan 10.000 m2’den fazla toplam inşaat alanına sahip hizmet binalarında görevlendirilmek üzere, belediyede görevli 20 teknik personele enerji yöneticisi eğitim ve sertifikası verildi.
Belediye Başkanları Sözleşmesi’ni imzalayan belediyeler hazırlamakta oldukları ya da yenilemekte oldukları planlarında 2030 yılına kadar sera gazı salımlarını %40 oranında azaltmayı taahhüt ediyor. Bu bir miktar sevindirici.
Bursa Büyükşehir Belediyesi stratejik planda iklim değişikliği ile ilgili olabilecek hedefleri ise şu şekilde sıralanıyor:
2019 yılında 10 km olan bisiklet yol uzunluğunun her yıl 5 km artışla 2024’te 25 km’ye uzatılacak,
İklim değişikliğinin etkilerinin izlenmesine yönelik indikatörlerin sayısının her yıl 2 adet olmak üzere 2024 yılında 10’a çıkarılacak,
“Kent ölçeğinde hizmet verecek yeşil alan ve rekreasyon alanlarını artırmak” hedef altında 2019’da 11,55m2 olan kişi başına düşen yeşil alan miktarının 2024 yılında 13 m2’ye çıkartılacak.
Tüm bunlar yaşam için çok önemli ve bir o kadar da değerli adımlar. Yeterli mi? Krizi durdurmak için asla yeterli değil.
***
Dünya’da karbon salınımının %97’sine kaynak olan 69 ülkenin Ocak- Nisan 2020 tarihleri arasındaki verileri Covid-19 sürecindeki kapanmalarla birlikte pandeminin sera gazları üzerindeki etkisini açık bir şekilde ortaya koyuyor. Öyle ki belirtilen 4 aylık dönemde bu ülkelerde toplam karbondioksit salınımı %17 oranında düşmüş.
Söz konusu araştırmada hava ve kara ulaşımı, sanayi sektörü, kamu binaları ve ticarethanelere dair veriler kullanılmış.
Kısıtlamaların genişletilmesiyle birlikte karbondioksit salınımı tekrar artınca 2020 yılında bir önceki yıla göre yalnızca %7 azalma yaşandığı görülüyor.
Bu önemli bir kazanım ancak iklim krizine etkisi yok denecek kadar az düzeyde.
İklim krizine karşı yürütülen çalışmaların etkisi bu kadar azken gerçek çözüm fosil yakıtlardan uzaklaşmaktan geçiyor.
Yangın, sel, kuraklık gibi son dönemde yaşadığımız iklim felaketlerinde maddi ve manevi kaybımız o kadar büyük ki krizin önüne geçmek için yapılan ve yapılacak yatırımlar bu kaybın yanına dahi yaklaşamıyor.
***
Sosyal medyada basın bültenlerinde çevreci olmak elbette ki daha kolay. Önemli olan uygulamada bunu başarabilmek.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı bu çevre dostu uygulamalar umarım önce Bursa sonra tüm Türkiye’ye örnek olur.
Ülkemizde 1397, Bursa’da 18 belediye bulunuyor.
İklim krizine karşı adım atmak 24 belediyeye kalmamalı.
Bu hepimizin meselesi.