Bursa’nın gündemi Bursaspor’un Olağan Seçimli Kongresi. Özellikle, “Bursasporluların” şeklinde bir ifade kullanmadım. Bu Bursaspor’un değil Bursa’nın gündemi.
Çünkü Bursaspor, Bursa’nın çarklarının dönmesini sağlayan dişlilerden biridir. Bu şehre gelen bir galibiyet çarşıyı da hızlandırır, sanayiyi de.
Bu şehirde insanlar galibiyetin ardından haftaya mutlu başlar, mağlubiyetle de mutsuz.
Çok sevdiğim bir söz vardır “Futbol asla sadece futbol değildir”.
Bu meselenin pek çok boyutu pek çok da detayı var.
***
Peki Türkiye için spor, siyaset ve ekonomik anlamda çok önemli olan Bursamızın Bursaspor’u nasıl kurtulur?
Bursaspor’un başkanı kim olmalı? Bursaspor’u kim kurtarır? Türkiye’nin parmakla gösterilen taraftar grubuna sahip olan, geçmişinde başarılar yatan Bursaspor’un neden bir kurtarıcıya ihtiyacı olsun?
Biraz geriye, sorunun temeline inelim. Detaylarda kaybolmadan üstünden geçeceğiz. Futbol elbette ki yaşam değildir. Ama yaşamlarla futbol arasında paralellikler vardır. Örneklerle inceleyelim:
Büyük Bursasporumuz pek çok futbolcu, pek çok yönetici, pek çok da başkan gördü. Bunların kimisi kulüpteki görevlerinde başarılı, kimisi başarısız oldu. Kimi kulüpte olma nedenlerini unutup kendilerini “işlerine” verdiler, kimi de Atatürk’ün dediği gibi “geldikleri gibi gittiler”.
Hepsinin bir vaadi vardı. Bazıları gerçekleşti, bazıları yalanlandı.
Bazıları Bursaspor için canını verirken bazıları eurolar altınlar istedi.
Bazıları şampiyonluğa katkı sundu, bazıları şampiyonluk mirası yedi.
Herkes geldi gitti, stadımız değişti, oyuncularımız değişti. Ama tek bir şey bu değişime uğramadı. O da büyük Bursaspor taraftarı.
Kimsenin eline bakmadan tırnaklarımızla kazıyarak elde ettiğimiz başarılarımız varken Şampiyon Bursaspor’un bu duruma düşmesi kalbimi acıtıyor.
***
Üst bölümdeki örneklerde de anlattığım gibi yine çeşitli vaatleri olan adaylar var karşımızda. Kim oyunu kime verir bilemem. Ama naçizane birkaç önerim olacak “ideal” başkan seçimimize dair.
Her şeyden önce Bursaspor şirketler için bir reklam ajansı değildir. Bursaspor’a yürekten bağlı olmayan adaylar reklam ajanslarıyla anlaşma yapabilir. Bunun yeri Bursaspor değildir.
Sporla siyaset elbette ki ayrılması mümkün olmayan iki önemli unsurdur. İkisinin de birbirine ihtiyacı var. Biri olmadan diğeri hiçtir. Ama bu ilişkinin her iki taraf için de raydan çıkmaması için biraz mesafeli bir ilişki yürütülmeli.
Bursaspor’un başkanı ne AK Parti ne CHP ne de diğer partilerden ricacı olmamalı. Aşırı samimiyetin iki tarafı da üzme riski bulunur.
Bursaspor’un kısa, orta ve uzun vadeli planlara ihtiyacı var. Bu taraftar günün kurtarılmasını değil daha “yukarısını” istiyor.
Kısa vadede, en kısa zamanda çözülmesi gereken iki konu var. Biri finansman diğeri ise iyice kurtlar sofrasına dönen bu ligden üst lige çıkmak.
Kalıcı gelir, kalıcı gelir, kalıcı gelir… Nedir bu kalıcı gelir?
Herkesin dilinde yıllardır bir “kalıcı gelir” lafı dolanıyor duruyor. Kalıcı gelir önemli evet. Ama elimizde bırakılan tek varlıklarımız Özlüce ve Vakıköy’ü kaybetmemek daha önemli.
Bursaspor’un kaybedecek tek bir taşı, tek bir kuruşu yok.
Doğru projeler hayata geçirilip kalıcı gelir kaynakları yaratılmalı.
Aynı durum Türkiye’nin futbolcu fabrikası Vakıfköy için de geçerli. Vakıfköy’ün çarkları yeniden Bursa için dönmeli.
Finans sorunun diğer bir yüzü de “kent dinamikleri”. Bursa güçlü bir sanayi şehri. Bu şehrin sanayi caddelerinde milyon eurolar dolaşıyor.
Bursaspor’a katkı sunacak pek çok “şehir ağabeyi” var. Ancak kimse katkı sunmak istediği bir alana verdiği paranın sokağa atılmasını istemez.
Dolayısıyla başkanın bu şehir ağabeyleri arasında da saygı görüp onları harekete geçirmesinin önemli olduğu gibi bu kaynaklarında doğru ve yerinde kullanılması noktasında da akılcı olması gerekiyor.
Önemli bir konu daha…
Mevcut ligimizde takım sayısının artması ligdeki harareti arttırıyor. Bursaspor geçmişte de bugün de şampiyonluklara tapan bir taraftar grubuna sahip olmamıştır. Ancak tüm taraftarlar başarı görmek ister, en azından başarı için çaba görmek ister.
Hedef her yönetimle lig değiştiren bir asansör takımı olmak yerine “süper denilen o ligin” kalıcı bir parçası haline gelmek olmalı.
Tüm bunlar gerçekleştikten sonra kalanını zaten bizim çocuklar halledecektir.
Kurtarıcı aramaya gerek yok.
Bursaspor’un kurtarıcısı bir başkan adayı ya da bir başkan değil büyük Bursaspor taraftarıdır. Çünkü seçimi belirleyecek de takımı şampiyonluklara sürükleyecek de onlardır.
Sen kimsiniz ?